25 Eylül 2010 Cumartesi

12.

Bebek;

12. haftanın son üç günündesin.. 60-70 mm.arasında bir boydasın yani..

Ama bu dünya üzerinde maddi olarak kaplamış olduğun alandan çok daha büyük bir alan kaplıyorsun aslında bu dönemde ananın ve babanın hayatında..

O 6-7 cm.lik boyunla annenin ve babanın kafasında ne pencereler açtığının farkında değilsin tabi ki. Belki de en güzel heykelleri yapacağın ellerin henüz bu günlerde oluşuyor.. Ya da en güzel şarkıları en güzel sesinle seslendireceğin ses tellerin..

Bunlar sadece bu hafta içinde senin vücudunda oluşan değişimler.. Bu sırada annen ve baban dışarıda, daha önce hiç yaşamadıkları bir şeyi, ikili hayattan - çoklu bir hayata geçişi kurgulamaya çalışıyorlar.. Bugüne kadar sadece ikisi vardı hayatta öncelikli olarak.. Hep birbirleri için yaptılar bütün yaptıklarını.. Tek dertleri yaşadıkları ilişkiyi daha mutlu kılmaktı..

Ama bugün sen varsın artık.. Bütün denklemi değiştirdin.. Ya da değiştirmedin.. Göreceğiz hep beraber..

Sabırsızca bekliyoruz seni.. Daha önce içine hiç kimseyi almamış bu bütün, seni bekliyor..

Çok şanslısın bu arada; seni sabırsızca bekleyen sadece biz değiliz.. Kan bağın olan nenelerin, dedelerin, teyzelerin ve halanın yanında, hiç kan bağının olmadığı ama hayatın boyunca gerçek akrabaların olarak görmen gereken ve göreceğin amcaların ve teyzelerin.. Bekliyorlar gözlerinden öpmeyi sabırsızca..

Bu arada, bu blog (benim anladığım kadarıyla günlük ya da anı defteri) belki de dünya üzerindeki en erken açılmış blog.

Burası senin..

Yazabilmeye başladığında alacaksın kalemi! (bugün klavye, senin zamanında kim bilir ne?) kendi ellerine..

...

26 Ağustos 2010 Perşembe

27 Ağustos 2010 - 02:05

Baba yazıyor bunu..

Bugün arkadaşlarımız bizimleydi, benim babalığımı Hazal'ın analığını kutlamak için.. Bi yandan da tuttuğumuz takımlarımızın maçlarını izlemek için :) Keyifli bir gece sonunda mümkün olduğu kadar geç yatan bir ana.. Gece sonunda asansörde kalan arkadaşlar.. Ve onları asansörden kurtaran kahraman baba..:))

5 Ağustos Perşembe günü Adrasan Felix'te, biri biraz silik iki adet çizgi olarak girdin hayatımıza.. Sahilden bulduğum, itinayla temizleyip annene verdiğim bir plastik bardağın içinden geldi haber.. Gözyaşlarıyla dillendin.. O an ne hissettiğimi tarif edemem kelimelerle.. Anneyi tahmin dahi edemiyorum..

Oluştuğunu henüz öğrenmemişken Kaş'taydık annenle birkaç gün önce.. Annenin halası, yengesi falan oturuyor halanın evinde sohbet ediyorduk.. Ve çocuktu konu... Yapmalı mı? Yapmamalı mı?

İkimiz de yapmalı diyorduk. (Karar vermiştik zaten yapmaya da haberimiz yoktu henüz yaptığımızdan..) Eğer çift mutluysa hayatından ve seviyorsa gerçekten birbirini bunu aktarmalı ki küçüğe, devretsin o mutluluk ve sevgi.. Böyle böyle belki sevgiyle dolar dünya.. Kim bilir??

Bugün yoksun aslında henüz kanunlara göre.. Eğer tutunursan anana ve hayata, legal olarak da var olacaksın bir süre sonra. Ve eğer varsan hala, geliyorsun koskocaman bir hayata...